Bu yıl, uzun bir aradan sonra nihayet ziyaret etme imkânı bulduğum 75. Frankfurt Kitap Fuarı – Frankfurter Buchmesse (18-22 Ekim 2023), uluslararası kitap ve medya endüstrisi için önemli buluşma yeri olarak benzersiz olduğunu bir kez daha gösterdi.
İş ortağımız Eli Publishing ile yaptığımız görüşme sonrası zamanımın ve enerjimin izin verdiği ölçüde hayranlık duyarak gezdim fuarı. İşte izlenimlerim:
Basılı ve dijital içerik alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarının, yayıncılık uzmanlarının, film ve oyun gibi teknoloji üreticilerinin fikir alışverişinde bulunduğu ve yeni bağlantılar geliştirdiği bu devasa mekân beni her ziyaretimde büyülemiştir. Bu yıl 95 ülkeden 4.000’in üzerinde katılımcının, sergi salonlarında ürün ve hizmetlerini sergilediğini öğrendiğim zaman bir kez daha dünyadaki en büyük kitap fuarının Frankfurt’ta olduğunu anımsadım. 130 farklı ülkeden gelen ziyaretçi sayısı ise, 105.000’i bulmuş. Buna yerel ziyaretçiler de eklenince bazı koridorlarda insanlarla omuz omuza yürüdüğüme, kahve almak için uzun sıralar beklediğime şaşmamak lazım.
Bu yılın Onur Konuğu Slovenya idi. Görselleri ve sunumları Slovenya’yı yalnızca seyahat için cazip bir yer olarak değil, edebiyat geleneğine sahip bir ülke olarak görmemizi haykırıyordu adeta. Sloven yazar denince aklıma ilk gelen isim sosyolog ve filozof Slavoj Zizek’in konuşmasını maalesef dinleme imkanı bulamadım. Açılış konuşmasını yaptığı sıralar yoldaydım. Sivri dili yine bazı insanların salonu terk etmesine neden olmuş. Ayrıca utanç verici karar olan Filistinli yazar Adania Shibli’ye verilecek ödülden vazgeçilmesini de skandal olarak nitelemiş. Fuar yönetiminin politik kararlar almasını bir çok kişi ve kuruluş gibi onaylamam mümkün değil. Bunun Fuarın ihtişamına gölge düşürdüğü kanısındayım.
Türkiye 2008 yılında Fuarın onur konuğu idi. O yıllarda fuara gitmiyordum. Dönemin Cumhur Başkanı Abdullah Gül ve Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un katılımını ve yaptıkları konuşmaların içeriğini gazetelerden okumuştum. Hatırladığım ve medyayı meşgul eden olay ise açılışta politik nedenlerle Fazıl Say’ın Nazım Hikmet Oratoryosu yerine son anda apar topar Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosunun çalınmasıydı. Adı geçen 4 isim de Türkiye’nin baş tacı ettiği isimler olmasına rağmen neden böyle bir telaşa kapıldıklarını ne ben ne de halkımız anlamıştı o zamanlar.
Şimdi bu yılki Türkiye standına gelelim. Maalesef sönüktü ama orada olmak yine de gurur verici idi.
Türkiye medyasından ise üzülerek söylemeliyim ki tek bir temsilci vardı: BirGün…
Gelecek yıl Frankfurt Kitap Fuarı 16-20 Ekim 2024 tarihinde yapılacak ve onur konuğu Italya olacak. Umarım bu güzel deneyimi tekrar yaşamak imkanı bulurum.